Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı

   Bursa ve Diyarbakır üzerinden çelişkiler yaşıyoruz. Birini tutmaya çalışıyorlar düşmesin, diğerini tutmaya çalışıyorlar çıkmasın diye..Bursaspor'un peşini bırakmaya niyetim yok. Diyarbakır'ın da..

   Geçen hafta kaldığım yerden devam ediyorum. Pazartesi akşamı Bursa Atatürk Stadı yıllardır bizim kuşağın hayalini kurduğu görüntülere sahne oldu. Yanlış anlaşılmasın, Bursaspor'un seyircisiyle şampiyonluğa koşması değil hayalimiz, 'kahraman bakkal'ın 'süpermarket'e kafa tutuşunu izlemek. Bir parça Diyarbakır'dan bakıp, Almanya'da birinci ligden düştüğü yılın ertesinde yeniden lige çıkıp şampiyon olan Kaiserslautern'i arayan adamların yeşil-beyaz renklerde vücud bulmuş hayali.. Yani renkler karmakarışık. Hafta başı Bursa'da stadyum Almanya'daki herhangi bir atmosferden farklı değildi. Yani adı kahraman bakkal, oysa yarattığı elektrik süpermarketlik. Derin oligarşi medyası aynı söyleme sarıldı. Bursaspor'un bu baskıyı kaldıramayacağını, tecrübenin önemini vurgular oldular. Onlar, ciro olsun, bilanço 'kırmızı bakiye' vermesin telaşıyla üç İstanbul takımından birini istiyor. Beri tarafta iflah olmaz romantiklerin çoğu Bursa diyor. Ne tuhaf! berikiler az bilir kahraman bakkal'ı, onlar süpermarket çocuğudur aslında. Yıllarca kahraman bakkal'a çalışanlar, şimdi süpermarket taraftarı olmuşlardır ne âlâ?!.

    Sezon başında ne demişlerdi hatırlayın: "Üç büyükler ile Anadolu takımları arasında büyük fark var, tarihin hiçbir döneminde böylesi görülmedi." Bir günlük tespit olarak üzerinde konuşulmayabilir, ama kesin teşhis kıvamında söylendi bunlar. Fena halde yanılanlara hatırlatmak hakkımız. 'Güiza 25 gol atar' ifadesi dahildir ayrıca. Bugün Bursaspor'un baskıyı kaldıramayacağı söyleniyor. Vah vah! Kim kaldıramayacak baskıyı, Ertuğrul Sağlam mı? Hüseyin, Ali Tandoğan, Ömer Erdoğan mı? Ergiç mi kaldıramayacak?

   Ozan, Volkan, Sercan genç çocuklar kabul, ama dünyaya açık adamlar hepsi, evlerindeki sihirli kutudan yaşıtlarının ne yapabildiğini görüp, anlamıyorlar mı?

   Yani Giovani Dos Santos kaldırır, Ozan İpek kaldıramaz!

   Güldürmeyin insanı..

   Bakkaldan alışveriş yaptığımız dönemin önyargıları, yanılsamaları, popülizmi; süpermarket çağının akıl, mantık ve görgüsüyle yıkılıyor anlamıyor musunuz.

   Her yıl, her hafta, her güne hep aynı olsuncu iç geçirmelerle damgasını vuran fikirlerin bayrak taşıyanları için sonun başlangıcı Bursaspor'un şampiyonluğudur.

   Sivas'ı yediler, Bursa'ya bileniyorlar.

   O yüzden kaybetse de sonunda, şu veya bu şekilde bu başkaldırıyı seviyor ve destekliyoruz.

    Belki o yüzdendir bırakın Diyarbakır düşsün diyor akıl tarafımız, Kaiserslautern olsun diye. Küllerinden doğmayı kendi kendine öğrensin diye.

   Bursa'nın, Diyarbakır'ın; futbolun demokratik düzen üzerine büyümesine kafa yoranlar için ne anlama geldiğini oligarşik söylem sahipleri irdelemeye vakit bulamaz.

   Vakit bulup arşivlerden yıllar önce yazılmış bir Bursa yazısı buldum. Yiğiter Uluğ 2004 Mayıs'ında seyircisiz, parasız ve medyasız İstanbulspor'u anlattığı bir yazısını bakın nasıl noktalamış: "Bitirmeden, Bursaspor'dan da 3-5 satır söz etmek istiyorum. Çocukluğumun en önemli parçalarından biriydi Yeşil-Beyazlı takım. Mesut'lu, Ersel'li, Deli Vahit'li takımı çook alkışladım tribünlerden... Ama Bursa'nın şu "Çıktığı günden beri ligden düşmeyen takım" söyleminin arkasına saklanmayı bırakması gerekiyordu artık... Çünkü daha önce 80'li yılların ortalarında iki kez düşmüştü Bursa... Birinde, Türkiye Kupası'nı kazandığı için statü gereği (ki tek maç üzerinden oynanan kupa finali Bursa'daydı, ne biçim statüyse!) ligde kalmış, diğerinde de mahkeme kararıyla ligler başladıktan bir hafta sonra geri dönmüştü.

   Düşmek, çökmek değildir. Bazen tazelenir, temizlenir ve yeniden döner köklü camialar ait oldukları yere... Bursa'nın bunu yapabilecek gücü, futbol geleneği altyapısı ve yetenekli gençleri var. Yeter ki, İstanbulspor'un hepimize hatırlattığı dayanışmayı becerebilsinler."

    Şampiyonluk için o dayanışmayı gösterebilecek kadar iyiler.. ve Diyarbakırspor, çökmeden, tazelenerek yeniden dönüp Bursaspor olabilir..

   Bırakalım, her şey doğal akışına göre aksın, hakemlerle, teşvik primleriyle oynamayın!

   Toplum mühendisliği adına ayar vermeyin futbol üzerinden... 

Okay Karacan / Zaman Gazetesi

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...